Ermenistan Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı Mirzoyan Antalya’da düzenlenen forumda yaptığı konuşmada Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti ilişkileri üzerine görüşlerini ayrıntılı olarak (https://www.karar.com/guncel-haberler/erivandan-surpriz-hamle-1950174) paylaştı. Konuşmanın Türkiye’de yapılmasının önemli olmasının yanında, Azerbaycan ile yapılacak “barış” antlaşması atfedilen önem Mirzoyan’ın açıklamalarının bir başka önemli noktasıydı.
Türk basını bu vesile ile 1915 Soykırımına da vurgu yaparak, Soykırım’ın Ermenistan Cumhuriyetinin dış politika öncelikleri arasından çıkarıldığına dair Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı Nikol Paşinyan’a atfedilen görüşleri kendi meşrebiyle tekrar gündeme getirdi.
Mirzoyan, TC ile olan sınır kapılarının açılması ile Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yeni işbirliği olanaklarının realize edilebileceğinin ve birlikte yeni projelerin üretileceğinin altını çizdi. Mirzoyan’ın iyi niyetlerini ifade ettiğine kuşku yok. Zira, tarihsel ilişkilerde Ermeni tarafının her zaman gösterdiği saflık derecesindeki iyi niyetini birçok örnekten biliyoruz.
Bu vesile ile biz tarihte az bilinen – belki de bilinmeyen- bir iyi niyet gösterisine vurgu yaparak paylaşmak istiyoruz:
Rehan Nişanyan’ın çevirisiyle yayına hazırladığımız tarihi Ermenistan Cumhuriyeti’nin son Başbakanı Simon Vratsyan’ın 6 ciltlik Anıları Ermeni Türk ilişkileri yanında Ermenistan Cumhuriyeti’nin Türkiye ile ilişkileri üzerine önemli bilgiler sunmaktadır.
18 Mart 1921 tarihinde Bolşevik egemenliğine karşı ayaklanmadan sonra oluşturulan hükümetin Başbakanı Vratsyan anılarında ilk işlerinin birinin Moskova, İngiltere, Tiflis, Bakü, Avrupa ve Ermenistan Cumhuriyeti Paris misyonuna Ermenistan’daki darbeyi açıklayan telgraflar çekmek olur.
Lenin ve Dış işleri komiseri Çiçerin’e gönderdikleri telgraflarda Ermenistan’daki darbenin Sovyet Rusya’ya karşı olmadığını, Sovyetlerin temsilcisi Heghgom’un acımasız siyasetinin sonucu olduğu vurgulanarak Bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti’nin, Sovyet Rusya ile dost kalmak istediğinin altı çizilir. Ankara Büyük Millet Meclisine Ermenistan Cumhuriyetinin Türklerle barışçıl ve dostane ilişkiler içinde olmak istediği bildirilir.
İstanbul, Avrupa ve Amerika’daki Ermenistan temsilcilerine uzun bir telgrafla Gümrü antlaşmasından itibaren olan gelişmeleri anlatıldıktan sonra, Türkiye ile ilişkiler noktasında yazılanlar ilginçtir:
“Bolşeviklere karşı koyabilmek ve ülkemizde barış ihdas etmek için komşu Türkiye’nin dostluğuna ihtiyacımız var. Türkiye ile iyi niyetli ilişkiler kurmamıza engel olan yurtdışındaki her adım bizim kaderimizi olumsuz etkiler. Bugün bitişiğimizde iki gerçek güç var, biri Sovyet Rusya, diğeri Türkiye. Diğer güçler bizden çok uzak. Birincisi ile barışamayacağımız tecrübe ile sabittir, halbuki diğeri ile barışmalıyız. Bu mümkündür çünkü Türklerle ortak menfaatlerimiz var. Bizim kadar Türkiye de Bolşevikin geri gelmesini arzulamıyor. Bolşeviklerin geri gelmesi Ermenistan’ın Rusya’ya eklenmesi anlamına gelir, ki o zaman Türkiye yine asırların düşmanı, büyük ve saldırgan Rusya ile sınırdaş olur. Herkes biliyor ki Sovyet Rusya eski Çarlık Rusyası kadar emperyalisttir. Türkiye ve Rusya arasında anlaşmazlık çıkarsa – ki bu kaçınılmazdır – Bolşevik karşıtı bağımsız Ermenistan Türklerin doğal müttefiki olur.
“…. Londra Konferansı kararlarının kaş yaparken göz çıkarmamalarını çok rica ederiz…. Sizden talebimiz Konferansın bizimle ilgili alacağı kararların Türkiye için de kabul edilebilir olmasıdır.”
Mart 15, 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi dışişleri bakanlığına Vratsyan’ın imzasıyla bir telgraf daha gönderilerek. Türk halkıyla dostluk kurmak istendiğini, hükümetinin Türkiye ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında normal ilişkiler kurmak için Aralık 2, 1920’de imzalanmış olan Gümrü Antlaşmasını temel almak istendiğini bildirilerek yüzyüze görüşmenin en uygun olacağını eklenir.
Kaçaznuni de gerektiğinde Ankara’ya gitmeyi kabul etmiştir.
Doğu cephesi komutanlığı temsilcisi Bahaddin Bey’e aşağıdaki naif telgraf iletilir:
“Ermenistan’ın bolşeviklere karşı bağımsızlık savaşı sadece Ermenistan’ın değil tüm Ön Asya milletlerinin menfaatinedir. Bu sebeple Ermenistan bu mücadelede komşularından yardım almayı umuyor. Ermenistan’ın bu kavgadan galip çıkması ve bağımsız kalması Türk halkı için hayati önem taşır.
“Ermenistan hükümeti Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinden iki milletin karşılıklı menfaatleri adına aşağıdaki ricalarımızın mümkün olduğu kadar çabuk cevaplandırılmasını ister:
Yerevan cephesinde bulunan Ermeni savaş esirlerinin iade edilmesi.
Belli şartlarla Ermeni ordusuna mühimmat verilmesi.
Büyük Millet Meclisi hükümetinin bize belli miktarda askeri yardım verip veremeyeceğinin bize bildirilmesi ve eğer verebilirse miktarın ve mühletin ne olacağının bize bildirilmesi.
“Ermenistan hükümeti bu başvuruyu yaparken Gümrü antlaşması ile başlamış olan, fakat Bolşevik egemenliği sırasında zedelenen dostane ilişkilerimizi temel almak ister.
Derin saygılarımla,
Ermenistan hükümeti başkanı
S. VRATSYAN
Sonrasını biliyorsunuz; Sovyetler ve Ankara Hükümetinin ortak şiddetiyle Ermenistan Cumhuriyeti sovyetleştirilir.